Şahsi Görüşüm

Uzaylılara inanmak yada inanmamak size kalmış birşey ama benim görüşüm bu evrende tek olduğumuz inancı kadar egolu , megolomania bir inanış olamaz. Uzaylılara inanıyorum demek her uçana kaçana inanmak değil tabii ki. Sonsuz evrende bir çok yaşam formu mutlaka vardır ama uzaylı demek uçan dairelerle koca kafalarla galaktik yolculuk yapmak değildir bence. Bizden az gelişmişten çok gelişmişe kadar formların olabileceğine inanırım. Örnek vermek gerekirse dünyadaki canlı basamakları diyebilirim ; dünyada besin zincirinin tepesine tırmanmış olabiliriz ancak evrende parazit sınıfında olmadığımız ne malum ...

Not: Sitedeki yayınlarım inandıklarımdan değil internette dolaşan saçma haberlerden az daha inandırıcı olanlardan oluşur.

9 Ekim 2012 Salı

Dünya-dışı canlılar hipotezi

Dünya-dışı canlılar hipotezi kısmen evrende Dünya-dışı canlıların varlığı olasılığı üzerine kuruludur. Savunucuları 1960’lı yıllarda Frank Drake’in ortaya koyduğu “Dünya-dışı uygarlıkların sayısının matematiksel olasılık yoluyla hesabı”na ilişkin “Drake denklemi” sonuçlarını göz önüne alırlar. Hipoteze göre, eğer insan evrimin doğal bir üretimi ise (önceden mevcut değilse, yaratılmamışsa veya birilerince imal edilmemişse), bu takdirde, evrende Dünya’ya benzeyen veya benzemeyen, koşulları yaşamın oluşmasına elverişli çok sayıda gezegen olduğuna göre, insanın benzerleri ya da daha gelişmişleri evrenin birçok yerinde mevcut olabilir.
Yapılan matematiksel hesaplamada gezegenlere sahip olan yıldızların sayısı, gezegenlerinden birinin yıldıza uygun uzaklıkta olması vb. gibi parametreler kullanılır. Hesap sonucunda evrenin gözlemleyebildiğimiz kısmında (100 milyar galakside) yaşamın oluşmasına elverişli bir gezegene sahip yıldızların sayısı 7×1022 olarak çıkmaktadır. Bu hesaplamayla yalnızca 300 milyar yıldız içeren Samanyolu galaksimizde olması mümkün Dünya-dışı uygarlıkların sayısı yirmi ile birkaç milyon arasındadır.
Dünya’nın Dünya-dışı canlılarca ziyaret edildiği iddiasının karşısında duran temel engel Einstein’ın özel görelilik kuramıdır. Astronomların çoğunda şu görüş hakimdir: "Evet evrende yaşam olması çok muhtemeldir, fakat bizden daha ileri bir uygarlık olsa bile, uzayda ışık yılıyla ölçülen mesafeler o kadar büyüktür ki, gezegenimize gelmek için yapabilecekleri bir yolculuğa ömürleri yetmez."
Dünya-dışı canlılar hipotezini savunanlar ise Einstein’ın özel görelilik kuramının evrenin tümü için geçerli, mükemmel bir kuram olmadığı ve şimdiki teknolojik bilgilerimizin bu yıldızlar arası yolculukları tartışmaya yeterli olmadığı görüşünde olup, ışık yılı ile ölçülen büyük uzaklıkların farklı yöntemlerle geçilebileceğini varsayan hipotezlere işaret ederler. Kimi bilim insanlarına göre, ışık hızını aşmanın uygulanamaz oluşuna rağmen, bu sorun bilimsel olarak, özel görelilik kuramına karşı düşmeden, solucan deliklerinden veya başka sistemlerden yararlanma yoluyla aşılabilir.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Ekin Çemberleri

Bence bu olayda asıl ilginç olan ekinlerin zarar görmemiş olması. Büyümeye , hasat vermeye devam ediyorlar ve farklı bir tropizma hareketi yaparak yan yatıyorlar. Ezildiklerine dair bi iz yok. Bir çok iddaa var çember hakkında ama ufocuları ilgilendiren iddaa uzaylılar tarafından yoğun bir lazer ile gökten işaretler kazınmıştır.


"Ekin tarlaları üzerindeki geniş alanların gece esrarengiz bir biçimde düzleştirilmesiyle oluşan büyük geometrik modellerdir. “Hasat Çemberleri” ya da “Ekin Motifleri” olarak da bilinen bu şekiller bir gecede birdenbire belirmektedirler; kimler ya da hangi güçler tarafından oluşturuldukları görülememiş olsalarda, araştırmalar ve bulgular çok enterasan sonuçlar doğurmaktadır.

Bu gizemli şekiller ilk kez 1980’de, yerel İngiliz gazetesi Wiltshire Times tarafından “Ekin Çemberleri” olarak adlandırılmışlardır. Ekin çemberleri buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç gibi farklı ürünlerin yetiştiği tarlalarda ortaya çıkabildikleri gibi, nadirende olsa sebze ekili alanlarda, ağaçlık bölgelerde, hatta kar üstünde bile görülebilmektedir. Tahıl tarlalarında, genellikle ekinlerin belirli bir boy ve olgunluğa eriştikleri dönem olan Nisan-Eylül ayları arasında ortaya çıkmaktadırlar. Büyüklükleri şekilden şekile farklılık göstermekle beraber, çapları genelde 5 metre ile 220 metre arasında değişmektedir. Büyük oluşumların uzunluğu 280 metreye kadar varmakta, yaklaşık 10.000 metrekarelik bir alanı kaplayabilmektedirler."