Dünya-dışı canlılar hipotezi
kısmen evrende Dünya-dışı canlıların varlığı olasılığı üzerine
kuruludur. Savunucuları 1960’lı yıllarda Frank Drake’in ortaya koyduğu
“Dünya-dışı uygarlıkların sayısının matematiksel olasılık yoluyla
hesabı”na ilişkin “Drake denklemi” sonuçlarını göz önüne alırlar.
Hipoteze göre, eğer insan evrimin doğal bir üretimi ise (önceden mevcut değilse, yaratılmamışsa veya birilerince imal edilmemişse), bu takdirde, evrende Dünya’ya benzeyen veya benzemeyen, koşulları yaşamın oluşmasına elverişli çok sayıda gezegen olduğuna göre, insanın benzerleri ya da daha gelişmişleri evrenin birçok yerinde mevcut olabilir.
Yapılan matematiksel hesaplamada gezegenlere sahip olan yıldızların sayısı, gezegenlerinden birinin yıldıza uygun uzaklıkta olması vb. gibi parametreler kullanılır. Hesap sonucunda evrenin gözlemleyebildiğimiz kısmında (100 milyar galakside) yaşamın oluşmasına elverişli bir gezegene sahip yıldızların sayısı 7×1022 olarak çıkmaktadır. Bu hesaplamayla yalnızca 300 milyar yıldız içeren Samanyolu galaksimizde olması mümkün Dünya-dışı uygarlıkların sayısı yirmi ile birkaç milyon arasındadır.
Dünya’nın Dünya-dışı canlılarca ziyaret edildiği iddiasının karşısında duran temel engel Einstein’ın özel görelilik kuramıdır.
Astronomların çoğunda şu görüş hakimdir: "Evet evrende yaşam olması çok
muhtemeldir, fakat bizden daha ileri bir uygarlık olsa bile, uzayda ışık yılıyla ölçülen mesafeler o kadar büyüktür ki, gezegenimize gelmek için yapabilecekleri bir yolculuğa ömürleri yetmez."
Dünya-dışı canlılar hipotezini savunanlar ise Einstein’ın özel
görelilik kuramının evrenin tümü için geçerli, mükemmel bir kuram
olmadığı ve şimdiki teknolojik bilgilerimizin bu yıldızlar arası
yolculukları tartışmaya yeterli olmadığı görüşünde olup, ışık yılı ile ölçülen büyük uzaklıkların farklı yöntemlerle geçilebileceğini varsayan hipotezlere işaret ederler. Kimi bilim insanlarına göre, ışık hızını aşmanın uygulanamaz oluşuna rağmen, bu sorun bilimsel olarak, özel görelilik kuramına karşı düşmeden, solucan deliklerinden veya başka sistemlerden yararlanma yoluyla aşılabilir.
Neden bu sonsuz evrende tek tür olalım ki ;Sadece şuanki teknolojimizle onlarca yaşanabilecek gezegen keşfetmişken ! Bu soru ezelden beri insanoğlunun ilgisini çekmiştir ve yüzlerce filme konu olmuştur. Blogda dünyayı ziyaret eden uzaylı iddaalarına gözatacağız. Gezisever iseniz bir gözatın; bolbolgez.blogspot.com
Şahsi Görüşüm
Uzaylılara inanmak yada inanmamak size kalmış birşey ama benim görüşüm bu evrende tek olduğumuz inancı kadar egolu , megolomania bir inanış olamaz. Uzaylılara inanıyorum demek her uçana kaçana inanmak değil tabii ki. Sonsuz evrende bir çok yaşam formu mutlaka vardır ama uzaylı demek uçan dairelerle koca kafalarla galaktik yolculuk yapmak değildir bence. Bizden az gelişmişten çok gelişmişe kadar formların olabileceğine inanırım. Örnek vermek gerekirse dünyadaki canlı basamakları diyebilirim ; dünyada besin zincirinin tepesine tırmanmış olabiliriz ancak evrende parazit sınıfında olmadığımız ne malum ...
Not: Sitedeki yayınlarım inandıklarımdan değil internette dolaşan saçma haberlerden az daha inandırıcı olanlardan oluşur.
Not: Sitedeki yayınlarım inandıklarımdan değil internette dolaşan saçma haberlerden az daha inandırıcı olanlardan oluşur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder